10 Aralık 2012 Pazartesi


Eyvahssss

Dün akşam sağanak yağmurda eve giderken aldım acı haberi max’in teli bozuldu amaninnnn  tam bir gün kendisiyle pc yardımı ile konuştuk  bugün kendisinin sesini duyamamakla birlikte öğle yemeğimi hep kötülediğim ama ayağımın beni azimle götürdüğü o mekanda yedim pişmanda oldum bazen irade dışı eylemlere gerçekten meyilli olduğumuzu düşünüyorum.Bir daha kesinlikle o mekana gitmeyeceğim diyeceğim muhtemelen yarında öğle yemeğimi orada yiyeceğim…
Hafta sonu fasıldaydık dostlarla birlikte uzun zamandır hiçç bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum grubumuz gırgıriye filmi ile benzeşmekten de öteydi .İki tane bay arkadaşımız vardır ki kendileri ağır abilerdir roman havasında figüratif bir şekilde çamaşır yıkamak hareketi de dahil oynayınca karşı masadaki martı kaşlı amcanın kahkahalarımdan iç organlarımı görmesi çok olası idi …Bayan arkadaşımızın midesine yuvarladığı alkol sentezinden sonra durum biraz değişse de tümüyle gülünç bir geceydi, o beyaz peynirin tadı hala aklımda kaşla göz arasında max’in rakısını yuvarlamamda …Bir arkadaşımızı recep ivedik’e benzetmem ,Niğde gazozu içmede ısrarcı olmam takside ki  detaylar iki gündür koparıyor beni …
Öğle yemeğimde o meşhur mekanın ikinci katında cam önü ilk defa boş hemen seriyorum postumu ,manzara süper renk renk şemsiyeleri izliyorum yağış fazlalaştıkça insanlar yoğun bir şekilde akıyorlar önümden.. Şemsiyelere göre kişilik analizi yapıyorum , bu benim en sevdiğim oyunlardan .Zevklerini , hayata bakışlarını düşünüyorum bir şemsiye seçimiyle ki belki de kendi seçimleri bile değil olsun ben öyle olmasını umuyorum…Çok mu eleştirdim bilemedim işe dönüşte bir araç yıkadı beni sağolsun  lastiğine varana kadar bütün parçaların bozulmasını diliyorum canı gönülden ,,ayrıca da şemsiye kullanma sanatı diye bir şey gerçekten var iki kadının kafasına batırdım şemsiyemin telini birinden beddua aldım diğerinden süsücü bir bakış …
Yağmuru severim getirileri de kabulüm kah olumlu kah olumsuzz …


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder