2010 yazı ..mezun olmuşum, iş bulamamanın sıkıntısı ile kpss için dershane arayışındayım. kriterlerim de yok aslında, biraz içimi ferahlatsın mekan hemen kaydolacağım .
Tanrımmm ne idealist bir düşünce (?)
dersler başlar bir amaca kilitlenmek biraz motive eder beni ..Her akşam kursa geldiğimde, merdivenlerde harika bir parfüm karşılar beni. anlarım ki o kursta benden önce gelip yerleşmiş bile. o huzuru anlatamam, ki aramızda arkadaşlık bile yok o zamanlar…
Koku her zaman önemli oldu bende. hayatımın belli anlarını , dönemleri bu sayede net ayırır beynim. kaderin kötü sürprizleri olmuyor değil, lakin çocukluğuma dayanır bu koku hassasiyetim. karıncalardan daima uzak durur kokularını sevmediğimi söylerdim. Aileme saçma gelen bu durum alay konusu olmuştu. ta ki bir gün belgeselde bilim devreye girinceye kadar …Tezimin kanıtlanması kuş gibi hafifletmişti beni kokuyorlardı işte
Konudan saptım resmen
kpss hezimetim ile güzel bir dostluk başladı max ile..İş arayışlarım, komedi mülakatlarım bizi yakınlaştırdı
işin resmiyeti ise kendisinin kpss den iyi bir puan alıp İstanbul ‘a atanmasıyla başlar.Tanrımmm nasıl eksiklik hissettim
diğer yanım benden çok uzakta gibi.
bu adam unuttuğum hislerimi canlandırdı... Efendi sakin bir adamdır. benim tam zıttım. hayatımda ki türlü olumsuzlara rağmen yaşam enerjisini sapasağlam tutmayı başarabilenlerdenim …Şimdilerde benim en sevdiğimdir kendisi. eğer planlarda bir aksilik olmaz ise bir dönem sonra soyadını zevkle kabul edeceğim adam …Türlü türlü sıfatları var; yalıçapkını, kocabaş sadece içlerinden en sık kullandıklarım…
kendisine max demem ise mary and max filmine dayanır.
Geçen kış rastgele izlediğim bu filmde karakterler arası bağ beni büyülemişti. dolayısıyla mary de ben oluyorum. Şiddetle tavsiye ederim izlemeyenler için... (animasyon başka bir hastalıktır ve bunu da kanıtlayan bir sürü delil var)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder